Yatırım Ortaklığına Ne Dersiniz? Hayvancılık Sektöru (2)
Yatırım ortaklığına ne dersiniz? yazımızın ikinci bölümüne devam etmeden önce lütfen birinci bölümü okuyunuz. Okuduysanız devam edebilirsiniz. Kötü haberi baştan vereyim biraz uzun olacak, "okumayı seven!" bir halk olduğumuz için problem olmayacağını düşünüyorum :) Videomuz da var, izlemek isteyenler oraya da geçebilir sonra.
İlk Bölümün Özeti: 2,4 dönüm kapalı alanımız içerisinde 550 baş hayvanımızla damızlık üretimi ve kasaplık kuzu üreteceğiz. Bunu diğer projelerimizle birleştirerek başarı yüzdemizi ve kârımızı arttıracağız. Bunu sizlerin desteği ve bu birliktelik ile başararak; hem birlikte başaracağız hem birlikte kazanacağız. Projenin ilk ayağı bu şekilde ve maksimum 300 kişi olacağız. Planımız 50 kişi ile projeyi hayata geçirip devamlılığını sağlamak... Şuan planlanan ekstra projelerin ülkemizde kimse tarafından uygulanmadığını söylemek şimdilik yeterli!
Ortaklık Yapısı: Fikrimizi paylaştığımızda bir çok eleştiriyle karşılaşıyoruz. Malum yapılara benzetenler, dolandırıcı, ponzi diyenler vs. Şunu baştan söylemek isteriz ki kendimizi doğru ifade etmek için elimizden geleni yapıyoruz. Biz olsak olsak sizin aynanız olabiliriz. O yüzden aynada ne gördüğünüze dikkat edin... Ayrıca tanışmadan, bilgi sahibi olmadan yapılan iyi ya da kötü yorumlar sizin iç dünyanızı belirtir.
300 Kişi sınırı koyulmuş fakat 50 kişide bitmesi tahmin edilen bir projeden bahsediyoruz. Niyetimiz farklı olsaydı 300 kişi değil 300.000 kişi olmasına da müsaade ederdik. Ayrıca emin olun ki 300.000 kişiye de ulaşabilecek bilgi, birikim, tecrübe, reklam gücüne sahibiz. Bunu nasıl yapabileceğimizi biliyoruz. Fakat herkese, her ortamda söylediğimiz gibi "Yönetemeyeceğimiz tek bir kuruşa ihtiyacımız yok". Bize faydadan çok zarar getirir. O yüzden 300 kişi ile sınırlıyız...
Bu proje herkese uygun değil. Evet mantıksız gelebilir, "param var dahil olucam" düşüncesi bizim için yeterli değil! Bunu da sıkça belirtiyorum. Çünkü baştan elememiz gerekiyor. Siz projeleri karşılaştırıp eliyorsunuz biz de yatırımcı, ortak profillerine göre eleme yapıyoruz elbette.
- Bir günde zengin olmak isteyen,
- Aceleci,
- Negatif düşünceli
- Karamsar kişilerle çalışabilmemiz mümkün değil.
10 dönüm arazimiz hazır. Fakat daha iyi bir yer bulabilirsek orayı da kullanabiliriz. Bu 10 dönüm arazi üzerine birbirine paralel 3 çadır kuracağız. 2,4 dönüm ve gezinti alanları olacak. Entansif yetiştiricilik yapacağımız için kapalı alanın büyük tutulması ve hayvanlarımızın rahat etmesi gerekiyor. Yoksa klasik tek yapı içerisinde de hayvanlar bakılabilirdi. Fakat biz akıllık çiftlik yapısı kurmak istediğimizden 2,4 dönüm içerisinde anneler, babalar, kuzulu koyunlar, besiye ayrılanlar gibi özelliklerine ve dönemlerine göre ayrı yerlerde bakılarak performans ölçümlerini rahatlıkla yapacağız.
Kara düzen hayvancılık tesislerine bir yenisini daha katmak için başlamadık. Niyetimiz hem kârlı hem de örnek bir işletme yaratmak. Bugün, hayvancılık yapmak istiyorum, sizce yapmalı mıyım? diye sorsanız , bir çok kişi " Yem pahalı, hayvancılık kötü, zarar ediyoruz, bu ülkede yapılmaz, et ithal ediyoruz" vb. bir çok sebep öne sürerek hayvancılık yapılmaması gerektiğini belirtir. Peki her şey bu kadar kötüyse geleceğimizi nasıl şekillendireceğiz? Yem fiyatları artıyorsa, hayvanın değeri düşüyorsa, kısacası bir kriz durumu varsa herkes bırakıp, hayvanını kestirip gidecek mi? Tabii ki hayır. Kriz Fırsattır! Görebilirseniz.
Maliyetler artıyorsa değerli bir şey üretmelisiniz. Düşünün 2 hayvan var, aynı yemi yediriyorsunuz birini 1000 liraya satıyorsunuz diğerinin 2000 liraya. İşte 2000 liralığı yetiştirmeye talip olmalıyız ki amacımız da bu. Geleceği şekillendirmek istiyorsak kaliteli damızlık üretmeliyiz.
Kaliteli babalar, kaliteli anneler sonuç katma değer üretecek kaliteli yavrular olacaktır.
// Toz pembe tablolar çizmek ne kadar hatalıysa, her şeyi berbat, kötü olduğunu söylemekte o kadar hatalıdır. Sektör kötü demeden önce her yetiştirici kendi doğrusunu yanlışı hesaplamalıdır. Neyi doğru yapıyorum, neyi yanlış yapıyorum. Her şeyi doğru yapıyorsak elbetteki bunun karşılığını bir şekilde alacağız Allah'ın izniyle. Bizim amacımız, hedefimiz bu. %90 doğru uygulamaların hakim olduğu bir işletme yapısı oluşturmak. Bunun için kendimiz yetemeyiz. Bilgili, uzman, otorite kişilerden yardım alacağız. Danışmanlık alacağız. Bugün koyun, kuzu kaybeden işletmelere bakıyoruz, buzağı kayıplarına bakıyoruz. Buzağı doğduğunda ne yapması gerektiğini bilmeyen yetiştiriciler var. Hadi bilmiyorsun, bileni çağırabilirsin (Veteriner hekim). Onu da yapmıyorsan bu hayvan ölümleri nasıl önüne geçilecek. Ölen her hayvan ciddi bir katma değer kaybıdır... //
Bunu gerçekleştirirken adım adım ilerlememiz gerekiyor. Öncelikle 57 koyun - kuzumuz ile giriş yaptık. Meraya dayalı besliyoruz ve kendimizi sınama imkanı da sağladık böylece. İstanbul Üniversitesi Veteriner Hekimlik fakültesinde eğitim aldım. Elbetteki bunun avantajını kullanıyorum. Ayrıca koyun kuzu bakım konusunda ciddi büyüklükte sürülere sahip olmuş kişiler var etrafımızda şükürler olsun. Bu da hata riskimizi azaltıyor. Elbetteki "Gayret bizden takdir Allah'tan."
![]() |
Noisy Lambs Sürüsü
|
Nasıl dahil olurum? Ortaklık güvencesi nedir? Ne kadar kazanırım? sorularının cevabı da yarınki 3.yazımızda. 3.yazıya gerek yok ben destek olmak istiyorum diyenler https://www.noisylambs.com/panel/register linkini ziyaret edebilir.
Noisy Lambs - Gürültücü Kuzular Projesi ülke hayvancılığımız için örnek teşkil edecek. Buna inanıyoruz.



Yorumlar
Yorum Gönder